Trafik kazası maluliyet oranları neye göre belirlenir?

Maluliyet raporlarının hangi yönetmeliğe, tüzüğe göre yapılacağı konusu, Yargıtay tarafından bir çok ilk derece mahkeme kararının bozulmasına neden olmuştur. İlk derece mahkemelerde Adli Tıp Kurumlarına maluliyet tespiti için sevklerdeki müzekkerelerde bu yanlışlar yapılmaya devam edilmektedir. Güncel mevzuat ve Yargıtay kararlarının takip edilmesi mağduriyetleri daha da azaltacağı yargıyı hızlandıracağı ortadadır.  

Her defasında söylemek zorunda hissediyorum “mağdurlar hep mağdur olmaya devam ediyor”

Yargı sürecinin uzamaması, hem davacı ve davalı tarafların hem de devlet açısından usul ekonomisi bakımından büyük önem teşkil etmektedir. Çok basit bir araştırmadan sonra ortaya konulabilecek hususlar, hala bazıları tarafından belirsizlik konusudur. Bu belirsizliğin giderilmesi açısından bu konuyla ilgili kısa bir çalışma yapmak doğru olacağını kanaatindeyiz.

Hangi tarihli kaza da hangi maluliyet tespitinin uygulanacağının tespiti için hem karayolları Trafik Kanunu, hem borçlar kanunu, hem KMAZMSS (trafik sigortası genel şartlar) hem de Yargıtay kararları iyice irdelenmelidir.

Bu irdelemeyi aşağıdaki sıraya göre yapılarsa doğru sonuca ulaşılabilir.

1-Olay tarihi ne zaman?

 

2-Olay tarihinde yürürlülükte bulunan maluliyet tespitine ilişkin mevzuat hangisidir?

3-Trafik sigortası genel şartları ile ilgili 6704      65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun getirdiği 26 nisan 2016 tarihi ve bu tarihteki düzenlemenin YARGITAY’IN HUKUKA UYGUN OLMAYAN KARARI i(YARGITAY 17. HUKUK DAİRESİ 2016-14573 K. 2017.6035 T:29.05.2017) ile 1 HAZİRAN 2015 tarihli Trafik Sigortası Genel Şartlara atıf (Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptığı kanunu geçmişe götüren Yargıtay kararı.

4-Sigorta poliçe tarihi ne zaman?

 Yukarıda belirtilen sıralama yapıldıktan sonra ; 

1-11/10/2008  tarihinden önceki kazalarda; Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre maluliyet tespitinin yapılması gerekmektedir.

2-11/10/2008 tarihinden 01/06/2015 tarihinden önce kesilen trafik poliçelerle ilgili kazalarda (trafik poliçesi başlangıç tarihi önemlidir, olay tarihi 1 haziran 2015 sonra olsa bile 1 haziran 2015 tarihinden önce düzenlenmiş poliçelerde bu yönetmelik uygulanacaktır) Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü kaybı oranı tespit işlemleri yönetmeliğine göre yapılması gerekir.

3-01/10/2015 tarihinden sonra olan kazalarda; trafik poliçesi tarihi 1 haziran 2015 tarihi sonrası ise Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre yapılması gerekir. Fakat, bu sadece sigorta şirketlerine karşı taraf olunan başvuru, dava ya da tahkimde geçerlidir. Borçlar Kanunu’na göre sorumluluk nedeniyle araç şoförü,araç işletenlerine karşı açılacak davalarda yine yukarıda ki 1. ve 2. Madde geçerlidir.

Trafik sigortası genel şartlarında Özürlülük ölçütü, sınıflandırılması ve özürlülere verilecek sağlık kurulu raporuna göre ödeme yapılmasına ilişkin ibarenin hukuki olarak doğru olmadığının tartışmasını başka bir yazıda ayrıca değerlendireceğiz.

Yargıtay’ın 17. Hukuk Dairesinin 17. Hukuk Dairesi         2017/128 E.  ,  2017/9362 K. 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenecek kararının hukuki hiçbir dayanağı yoktur. Bu yönetmelik sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre sigortalı sayılanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları veya hak sahibi çocuklarının maluliyetinin tespitine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Çalışma gücünün en az %60’ının hangi hallerde kaybedildiğinin tespitine ilişkin yönetmelik olup tek başına maluliyet tespiti için yeterli kesinlikle değildir. % 60  maluliyet ve üzerinin hangi hallerde kaybedildiğine dair bir düzenlemedir.

                KONU İLE İLGİLİ BAZI YARGITAY KARARLARI EKTEDİR.

Ancak, hükme esas alınan aktüer hesap raporunun, ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı’ndan alınan “Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği” hükümlerine göre düzenlendiği ve davacının %17 oranında kalıcı biçimde genel beden gücünden kaybının tespit edildiği 30.05.2014 günlü rapora dayalı olduğu dosya içeriğinden anlaşılmaktadır. Mahkemece hükmün gerekçesinde maluliyet oranının hatalı yazılması ve raporun yanlışlıkla Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğüne göre alınmış olduğunun belirtilmesinin sonuca etkili olmadığı görülmüş, böyle bir durumda ve yukarda yapılan açıklamalar ışığında, mahkeme hükmünün bozulması maddi hataya dayalı olduğu görülmekle, davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 29.09.2016 gün 2015/18897 esas, 2016/8350 karar sayılı bozma ilamı kaldırılarak mahkeme hükmünün onanması gerekmiştir. 17. Hukuk Dairesi         2017/809 E.  ,  2017/7263 K.

Maluliyete ilişkin alınacak raporlar kaza tarihi 11.10.2008 tarihinden önce ise Sosyal ... Sağlık İşlemleri Tüzüğü, 11.10.2008 tarihi ile 01.09.2013 tarihleri arasında Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği, 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine uygun olarak düzenlenmesi gerekir. 
Mahkemece alınan ... Üniversitesi Tıp Fakültesi Dahili Tıp Bilimleri Adli Tıp Ana Bilim Dalı Başkanlığı'nın 19/08/2015 tarihli raporunda davacının yaralanmasının vücut genel çalışma gücünden %44 oranında kaybettiği, 24 ay süreyle iş göremezlik halinde kaldığı belirlenmiştir. Dosya kapsamında bulunan ... Numune Eğitim ve Araştırma Hastanesi tarafından düzenlenen 07.03.2014 tarihli sağılık kurulu raporunda ise aynı yaralanmaya bağlı olarak davacının %18 oranında tüm vücut fonksiyon kaybı olduğu belirlenmiştir. Mahkemece davacıda oluşan maluliyet oranının %44 olduğu kabul edilerek hesaplama yapılmış ve sonucuna göre hüküm kurulmuştur. 
Her iki rapor arasında açıkça ve büyük oranda bir çelişki bulunmaktadır. Mahkemece, Adli Tıp Kurumu 3.İhtisas Dairesinden davalının itirazlarını da karşılayacak şekilde olay tarihinde yürürlükte olan Çalışma Gücü Ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği'ne uygun, çelişkiyi giderecek yeni bir rapor alınarak karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 17. Hukuk Dairesi         2017/128 E.  ,  2017/9362 K.

 

Bu durumda mahkemece, kazayla ilgili eksik kalan tedavi evrakları celbedildikten sonra, yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, olay tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi'nden davacı ...'un olay nedeniyle uğradığı çalışma gücü kaybı bulunup bulunmadığı ve varsa oranı konusunda ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir. 17. Hukuk Dairesi         2016/20374 E.  ,  2017/1663 K

Söz konusu belirlemenin ise Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir.(HGK 17.06.2015 tarih, 2013/17-2423 esas, 2015/1661 karar sayılı ilamı)
Davacının sürekli maluliyeti nedeniyle uğradığı zararın giderimi talebi ile açtığı dosya içerisinde mevcut olmayıp Uyap sorgulamasından öğrenilen ... 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2010/373-2011/174 Esas sayılı dosyası içerisinde alınan Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırılması Ve Özürlülere Verilecek Sağlık Kurulu Raporları Hakkında Yönetmeliğe göre düzenlenen 24.01.2011 tarihli adli tıp uzmanı raporunda davacının %52 oranında maluliyeti olduğu belirtilmiştir. 
Mahkemece, davacının kaza nedeniyle meydana gelen işgücü kaybı ve bakıcı gideri hususunda 1 tane adli tıp uzmanı ve 5 tane konularında uzman doktordan oluşan Adli Tıp Uzmanı bilirkişi heyetince düzenlenen 12/02/2016 tarihli rapor hükme esas alınmış ise de, bu raporda maluliyetinin olup olmadığına dair bir açıklık olmadığı gibi 2003 doğumlu .....l hakkında 15.03.2009 tarihinde geçirdiği trafik kazası sonrası gelişen total işitme kaybı arızasının, yaşam boyu günlük aktivitelerini yerine getirmesinde günlük 5 saat sürekli olarak bir başkasının bakımına ihtiyaç duyacağı belirtilmiştir. 17. Hukuk Dairesi         2016/16113 E.  ,  2017/6344 K.

Sözkonusu belirlemenin ise, Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi veya Üniversite Hastaneleri'nin Adli Tıp Anabilim Dalı bölümleri gibi kuruluşların, çalışma gücü kaybı olduğu iddia edilen kişide bulunan şikayetler dikkate alınarak oluşturulacak uzman doktor heyetinden, haksız fiilin gerçekleştiği tarihte yürürlükte olan Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü veya Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümleri dikkate alınarak yapılması gerekmektedir. 17. Hukuk Dairesi         2016/8362 E.  ,  2017/9084 K.

Davacı vekilince temyiz dilekçesinde, ihbar olunan ... için ....tarafından tanzim edilen sağlık kurulu raporunda %44 oranında tüm vücut fonksiyon kaybı olduğunun bildirildiği ileri sürülmüş, yargılama aşamasında alınan.... İhtisas Kurulu'nun 12.01.2015 tarihli raporunda, davacının aynı yaralanmaya bağlı olarak %6.1 oranında tüm vücut fonksiyon kaybı olduğu bildirilmiştir. 
Daimi maluliyete ilişkin alınacak raporun, Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği (eski adı ile Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü)'ne uygun olarak düzenlenmesi gerekir. Her ne kadar ..... İhtisas Kurulu'nun 12.01.2015 tarihli raporunda Çalışma ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Tespit İşlemleri Yönetmeliği hükümlerinin esas alındığı belirtilmiş ise de; dosyada bulunan davacıya %44 oranında maluliyet oranı veren 15.06.2009 Tarihli özürlü sağlık kurulu raporu arasında açıkça çelişki bulunması karşısında mahkemece yapılacak iş, 

Genel Kurulundan, davacının maluliyet durumuna ilişkin Yönetmeliğe (Tüzüğe) uygun yeni bir rapor alınarak, çelişki giderildikten sonra sonucuna göre karar verilmesi iken, çelişki giderilmeksizin 12.01.2015 tarihli rapora itibar edilerek hüküm kurulması doğru görülmemiştir. 17. Hukuk Dairesi         2016/5353 E.  ,  2016/6312 K.

 

Mahkemece, davacının maluliyet oranının belirlenmesi hususunda rapor alınmadan davacı tarafça dosyaya sunulan Adli Tıp Uzman Doktoru bilirkişiden alınan rapora göre davacının %70 oranında daimi maluliyetinin bulunduğu kabul edilerek aktüer hesabı yaptırılmıştır. Oysa hükme esas alınan Rapor kaza tarihinde "Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği" hükümlerine göre düzenlenmediğinden hükme dayanak yapılması isabetli değildir.
O halde mahkemece, en yakın üniversitenin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı'ndan veya Adli Tıp Şube Müdürlüğü'nden "Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği" hükümlerine göre davacının daimi işgücü kaybının tespiti yönünden rapor alınıp sonucu göre hüküm kurulması gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir. 17. Hukuk Dairesi         2016/1889 E.  ,  2016/3000 K.

Somut olayda; kaza neticesinde davacı A. maruz kaldığı yaralanmaya ilişkin olarak ... Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nden alınan 09.09.2013 tarihli Özürlü Sağlık Kurulu raporunda, davacının %8 oranında vücut fonksiyon kaybı olduğu belirlenmiştir. Mahkeme tarafından da benimsenen, Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlığı'ndan alınan 11.11.2014 tarihli 
raporda ise, mevcut kaza nedeniyle davacının vücut genel çalışma gücünden %11,3 nisbetinde kaybettiği ve 9 ay süre ile iş göremez halde kaldığı belirlenmiştir; hükme esas alınan hesap raporunda da, bu rapora göre hesaplama yapılmıştır. Bu haliyle davacı tarafından dosyaya ibraz edilen doktor raporu ile mahkeme tarafından alınan maluliyet raporları arasında açık ve fahiş bir çelişki bulunmaktadır. Bu nedenle, mahkemece maluliyet hususunda yapılan araştırma yetersizdir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda belirtilen açıklamalar ışığında, Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri Yönetmeliği esas alınarak, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Dairesi'nden, çelişkilerin giderilmesi yönünde ayrıntılı, gerekçeli ve denetime elverişli rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetli değildir. 17. Hukuk Dairesi         2015/14694 E.  ,  2017/5713 K.

Yorumlar

Yorum Yap