Hukuksal Makaleler

NFT HUKUKU HAKKINDA

NFT HUKUKU KONUSUNDA GELECEK YENİLİKLER, NFT AVUKATLIĞI

NFT, benzeri olmayan digital öğelerin temsil edildiği, bu nedenle birinin diğerinin yerine geçemediği, blok zincirleri diye tabir edilen digital defterlerdeki veri birimleridir. NFT’ler gelecekte sanat, müzik, ses, görsel öğeler, video, oyunlar ve buna benzer tüm yaratıcılık çalışmalarındaki benzer digital dosyaların temsil edilebilir. “NFT'ler, benzersiz öğelerin sahipliğini temsil etmek için kullanma imkanı sunan belirteçlerdir. Ethereum blok zinciri tarafından bu durum değiştirilemez bir şekilde teminat altındadır. ” (https://ethereum.org/en/nft/#nfts-for-creators) Nft, her token benzersizdir. ETH, ise birbirinin benzeridir. Bu nedenle NFT token, ile ETH tokenlerinden ayrılır.

Digital içerik oluşturucularının NFT’leri daha çok kullanma sebebi, yaratıcılıklarının karşılığını daha önce maddi ve manevi olarak alamadıkları için artık eserlerini sahipliği belli olan bu durumun blok zincirlerine kayıt edildiği ve geri dönüp değiştirilemediği kayıt defterlerine kayıt edip bu sahipliği gösterir veri ile eserlerini koruma altına alıp pazarlama imkanları doğmaktadır.

Sahiplik içeriğin kendisine eklenerek, içeriklerini sattıklarında bundan dolayı ödemeler kendilerine yapılmış olup. Doğrudan alıcılar ile hızlı, kolay, garantili bir alım-satım ortamı NFT ile mümkün hale gelmektedir. Digital içerik oluşturucuları, eserlerinde kontrolü platformalara devir etmeyerek bu eserler üzerindeki sahipliklerini NFT sayesinde ispatlamış olmaktadır. Digital içerik üreticisinin telif hakkı koruması sağlanmaktadır. Digital içeriğin her satıldığında bu hak garanti edilir çünkü oluşturucunun adresi, jetonun meta verilerinin - değiştirilemeyen meta verilerinin bir parçası olmaktadır.

NFT’lerin en önemli özelliği, istenirse sonsuza dek digital içerik yaratıcısına telif hakkı sağlamasıdır. Sanatçı yapmış olduğu eserin satmasıyla üzerindeki haklarını aksine bir yazılı sözleşme yoksa devir etmiş olmaktadır. Artık sanatçının eser üzerinde tasarruf yetkisi kalmamıştır. Bu eserin yeni alıcı tarafından başka kişilere satılmasından aksine bir sözleşme yapmamışsa herhangi bir hak iddia edememektedir. Bir sözleşme yapsa bile bu sözleşmeye uymamanın yaptırımını nasıl uygulanacağı başka bir hukuki sorundur.

NFT OLMADAN SATILAN DİGİTAL İÇERİK:

Digital İçerik Üreticisi (Kaan) olsun, Digital ürünü yayınladığı online platform (Kuantum Digital Sanat) olsun. B (Digital Sanat Platformundan) ürün alan (Ece) olsun.

Kaan ürününü Kuantum Digital Sanat platformuna koyup sattığında artık ürün üzerinde aksi bir sözleşme yapmadıkça tüm tasarruf ve hakları Ece’ye geçmiş olacaktır. Ece yeni digital ürünü istediği kişiye satabilir ya da uhdesinde tutabilir. Fakat burada en büyük sorun, bu digital ürünün benzersiz olup olmadığı ve sahipliğinin kimde olacağıdır. Digital bir ürün çok kolaylıkla kopyalanıp çoğaltılabilir. Bu nedenle bu ürünün sahibi olduğunu ve daha önce bu ürünü kendisinin ürettiğini iddia eden yeni kişiler ortaya çıkabilir. Ecenin bu ürünü başka bir alıcının olması için bir neden ortada olmaz. Çünkü, Ece’nin ürünün benzersiz ve sahipliğini Ece’nin artık ürün üzerinde iddia edenler yüzünden ispatlama imkanı kalmayacaktır. Yeni alıcı içinde ürünün kendisine ait olduğuna dair benzersiz ve değiştirilemez ürün ile birlikte gelen NFT belirteçi olmadığından ürünün değerlenme imkanı ortadan kalmaktadır. Kaan, ilk ürettiği ürünün kimlerde olduğunu, kimlere satıldığını, sahibinin kim olduğunu denetleme imkanı artık yoktur. Kaan’ın ürettiği ilk ürün üzerinde tüm hakları böylelikle ortadan kalkmış olmaktadır. Digital içerik üreticisi, ilk ürettiği ürün karşılığında aldığı ücret dışında yeni bir ücret alma imkanı kalmamakta artık ürün gün geçtikte değersizleşmektedir. Sahipliği konusunda bir açıklık yoktur, sahipliğinin kimde olduğunu herkes bilemez.

NFT İLE SATILAN DİGİTAL İÇERİKLER :

Kaan eğer ürününü NFT belirteci kullanıp satarsa durum nasıl değiştirecektir. Kaan ürününü Kuantum Digital Pazarlama platformunda satışa çıkardığını varsayalım. Bu ürün sahipliği bu platformda olmayacaktır. Platform sadece alıcı ve satıcıyı buluşturan bir yer olacaktır. Ayrıca, Kaan bu ürünü platforma gerek duymaksızın pazarlama imkanınada sahip olacaktır. Kaan için gelen en büyük yenilik, ürünü satın alan ile yapmış olacağı akıllı bir sözleşme ile ürünün gelecekte başka birine satıldığında ürün üzerinden telif hakkı almasıdır. Kaan, ürünün Ece’ye satılması için 5 ETH anlaşırsa, akıllı sözleşme ile ürünün TOLGA’ya satılmasa ya da başka bir kişiye satılması halinde % 20 telif ücreti başka bir işleme gerek olmaksızın, Kaan’ın digital cüzdanına gelecektir. Kaan ile Ece’nin yazılı bir sözleşme yapmasına gerek olmadan, satışların olup olmadığını takip etmesine gerek olmadan, ya da Ece’nin yeni satıştan telif hakkını Kaan’a vermemesi riskini tamamen ortadan kalkmış olacaktır.

Kaan’ın digital eserin adı “yeniden dünyaya dönüş” olsun. Bu eser yüzlerce kez satılsa da eserin ilk yaratıcısının Kaan olduğu ethereum blok zincirine kayıtlı olacağından bunu değiştirmek mümkün olmayacaktır. Eserin, değiştirilemez ve benzeri bulunmayan token sahibi olan yeni alıcısı bu eserin kendine ait olduğunu herkese ispatlamış olup herkes tarafından görülebilecektir. Bu durum digital tüm eserlerde bambaşka bir yenilik ortaya koymaktadır. Digital eserlerin, kolayca alınıp hızlı bir şekilde satılmasına imkan tanınmaktadır. Ayrıca alınıp satılmasa bile bu token sahibi cüzdanına nft koyduktan sonra çok uzun zaman geçmesine rağmen ürünün bir değer aracı olarak saklayabilecektir.

Nft’ler digital alanda kullanımı hızla artmaya başladı. Sanal olmayan fiziksel değerlerin nft ile alınıp satılması gelecekte olması kaçınılmaz. Devletlerin zor, maliyetli ve bürokratik süreçlerinden geçmeden nft ile artık tasarruflar yapılabilmesine ve sahipliğin ispatlanması mümkün hale gelecektir. Türk hukukuna göre bir otomobili devir için noterden satış işlemi yapılarak tescil işlemi gerekmektedir. Aksi halde yapılan satışlar geçersizdir. Bir an bu satış işleminin NFT ile yapıldığını düşünelim.

Fiziksel otomobillerin digital olarak ifade edilebilmesi mümkün olacaktır. Motorun şase ve motor numarası gibi değerleri bir veri olarak NFT ile değiştirilemeyecek şekilde kayıt altına alındığını düşünelim. Bu kayıt ile değiştirelemez token sahibi otomobilin yeni sahibi olacaktır. Otomobilin kapısının açılması, motorunun çalıştırılması ancak bu nft sahipliği ile mümkün olacaktır. Bu digitalleşme ve teknoloi, ya otomobil üreten firma tarafından ya da sonradan bir nft dönüştürücü firma tarafından yapılabilir. Böylelikle artık aracı satmak için notere gitmek, sırada beklemek, noter masrafları harçları ödemek ya da aracın anahtarını fiziken satma gibi bir durum ortadan kalkacaktır. Tokyo’da olan bir otomobili, nft ile satın alıp Tokyo’ya gittiğinizde aracın bulunduğu otoparktan nft cüzdanınız ile araca binip çalıştırıp istediğiniz yere gidebilirsiniz. Artık bu araçtan sıkıldınız mı? O zaman aracı bir otoparka bırakıp nft al-sat platformlarında ya da doğrudan bir arkadaşınıza yine satabilirsiniz. Böyle bir teknoloji ve dijitalleşmeye kim durdurabilir ki? Otomobil satışı yerine kiralama da yapılabilmesi kolay bir şekilde mümkündür. Akıllı sözleşmeler ile teminatlar alınabilir, kiralama firmasının kredi kartınızdan çekilen ücrete geri iade edip etmediği ile ilgili tüm tartışmalar sona erer. Kiralama firması, aracın bırakıldığı otoparkta aracın kontrolü yaptıktan sonra vereceği onay neticesinde teminat direkt olarak hesabınıza gelebilir. Hatta, bu kontrol için süre de koyabilirsiniz. Mesala 24 saat içinde onay verilmezse, ödeme otomatik olarak kiralayanın cüzdanına iade olacaktır.

Yazılı sözleşmeler devri artık bitiyor. Sözleşmenin altındaki imzaların kime ait olup olmadığı ile ilgili ilgilenen grafoloji uzmanlarına, adli tıp kurumlarına ihtiyaç kalmayacak. Blok zincirlere şifrelenmiş şekilde kayıt altına alınan verileriniz artık değiştirilemez. Bu veriler değiştirilemez olduğu için artık ispatlamak çok kolay. Hakimlerin, bu sözleşme altında imza sizin mi? Tanıklarınız var mıdır? Deliller toplanmasına için duruşmaya erteliyorum? Hesap defterleri incelensin? Gibi sorular bulamayacaksınız. Sözün senet olduğu dönemleri geride bıraktık, artık fiziki yazınında senet olduğu dönemleri geride bırakıyoruz. Artık blok zincirinin senet olduğu dönemlere geçiyoruz.

Digital bir eseri bankaya teminat olarak verip kredi alabilir misiniz? Z Bankasına gittiniz ve bilgisayarınızı açıp şu anda değeri 10 ETH olan digital esere sahip olduğunuzu ve bunun karşılığında 10.000 $ kredi almak istediğinizi söylediniz. Banka görevlisinin yüzünüze bakıp size ne söyleyebileceğini tahmin etmek hiç de güç değil. Türk tasarımcı Murat Pak’ın bir piksellik digital eseri 1,36 Milyon $ satıldığını söyleseniz acaba kararında bir değişiklik olur mu? Bankalar finansal teknolojilerine kripto paraları, nftleri, akıllı sözleşmeleri katmaları konusunda geç kalıyor. Artık, klasik olarak evini ipotek ettirip kredi alan tüketiciler yerine nftleri teminat altına alıp kredi veren kişi ve kuruluşlar olacaktır. Sizin işiniz, kim olduğunuz, nerede yaşadığınız, kazancınız, mal varlıklarınızın önemi olmadan ve sorgulamadan NFT varlığınızı teminat olarak verip akıllı sözleşmelerle kredi alabileceksiniz. 22.950 $ NFT platformlarından açık artırma ile aldığınız digital eserin kıymetini bilenler muhakkak olacaktır. A kişisi size banka yerine bu digital eser karşılığında % 15 yıllık faizle 10.000 $ verebilir. Tek yapmanız gereken digital ürününüzü, teminat altına verip akıllı bir sözleşme yapmak. 1 yıl sonra 11.500 $ olarak geri ödenmezse otomatik olarak hiç kimsenin onayı olmadan bu digital ürün kredi veren kişinin hesabına geçecektir. Eğer ödeme günü 11.500 $ kredi verenin hesabına ödenirse artık ürün teminatlığı sona erip ürün sahibinin tasarrufu altına girecektir.

Vincent Van Gogh'un "L'Allee des Alyscamps" adındaki eseri New York'taki müzayedede 66 milyon 300 bin dolara 2015 yılında satıldığı haberlerde okumuştuk. Bu eseri bu fiyattan alabilecek dünyada kaç kişi var tahmin etmek hiç güç değil. Bu makeleyi okuyan ve bu eseri satın alabilecek gücü olan aramızda kaç kişi var? Bu eserin değeri şimdi 100 Milyon Dolar olduğunu varsayarsak 840 Milyon TL 2021 itibariyle bir rakama denk gelmektedir. Bu eseri toptan almayıp 10.000 kişinin altığını varsayalım 840.000.000/10.000=8.400 TL etmektedir. 8.400 TL’yi ülkemizde ve dünyada ödeyebilecek kaç kişi olduğunu düşünebiliyor musunuz? NFT herkesin alamayacağı eserlerde herkesin pay sahibi olmasını sağlayacak bir yeniliktir. L'Allee des Alyscamps adlı eseri 10.000 parçaya fiziken bölüp bunları dağıtamayacağınıza göre sanal olarak 10.00 parçaya bölüp bunları satabilirsiniz. Bu şekilde fiziksel eserin değeri taleplerin çok olması nedeniyle çok büyük rakamlara ulaşabileceği gibi herkesin bu eserde hak sahibi olmasını imkan da verecektir. Hatta eser sahibi eserin tamamını satmak yerine % 5’ini 10.000 eşit parçaya bölüp satabilir. Bu şekilde sanat eserlerine yatırım yapan yatırımcılar çoğalacaktır. Sanat eserleri sadece fiziksel olarak sahip olanın değer saklaması yerine sürekli el değiştiren, sürekli sahipliği değişen, borsalarda alıp satılabilen, digital bir değere dönüşecektir. Hatta eserin bir sonraki satışından pay bile alabilirsiniz. NFT’lerin getirdiği bu yeniliğin gelecekte nelere dönüşeceğini düşünebiliyor musunuz? Artık fiziksel müzayede evlerine gerek kalmayacak, eserler sürekli bir yerden başka bir yere taşınmayacak, fiziksel nft eserleri fiziksel olarak saklayan, koruyan yerler ve müzelerin sayısı artacaktır. NFT’ye sahip digitalleştirilmiş fiziksel sanat eserleri müzesi. Hukuksal sözleşmeler, fiziksel eserleri fiziksel olarak koruyan, saklayanlarla nft sahipleri arasında olacaktır. Artık fiziksel eserin mülkiyeti eseri elinde bulunduranda değil, eserin nft sahiplerinde olacaktır. Bu nedenle bambaşka bir hukuki ilişki doğacaktır. Bu durum Bugatti Veron Super Sport gibi araçları binlerce kişi birlikte satıp olup satabilme imkanını da beraberinde getirecektir. Bu kişilerin kendi arasında yazılı bir sözleşme olmadan, tamamen smart contraclar sayesinde satışına ve kar paylaşımına imkan tanınacaktır. Bu araçları alıp oto galeriye koymak yerine Londra’daki araca hep birlikte sahip olabileceğiz. İkinci el piyasasının ne hale gelebileceğini düşünebiliyor musunuz? Araç sahibindeyken bu aracı alıyorsunuz, aracı sahipliği (motor çalışamaz, kapı açılamaz ve gps konumlama) değişip yeni sahiplere satabiliyorsunuz.

Gelecekte nft için onay vermeye yetkili kurumların sayısını hızla artması kaçınılmaz. Fiziksel eserin sağlam olup olmadığı ile ilgili kontrolleri yapacak yetkin kişi ve şirketlerde kurulmaya başlayacaktır. Teknoloji bu kişi ve kurumlara gerek kalmadan yapay zeka ile bunun üstesinden gelebilir. Pahalı tabloların olduğu odaya kurulacak kamera sistemi ile eserin yerinde olup olmadığı, eserin zayi ya da tahribat olup olmadığına yapay zeka ile onay verilmesi çok kolay. Tamamen ağlar arasında otomatik onaylar ile yürüyen bir süreç. İnsan hatalarının olmadığı digital bir dünyaya gidiyoruz. Hatta otomobilin arızalarını, iç ve dış hasarlarını tespit eden otomobili kim almak istemez. Oto ekspertizlerine gidip saatlerce kaportası değişmiş mi? Boyası var mı? Motor arızası var mı diye beklemeye gerek kalmayacak. Herşey blok zincire aktarılan verilerle kontrol edilebilme imkanı olacaktır. Aracın bakımı dahil herşey bu zincirin birer parçası olacaktır. Nesnelerin interneti çağı insanın sakladığı herşeyi nesneler birbirine aktaracağı için bu verilerle ilgili değiştirme yapılsa da geçmiş verileri herkes görebilecektir. Daha şeffaf, daha hızlı, daha ulaşılabilir, daha eşitlikçi, daha özgür bir dünyaya adım atıyoruz. Bu nedenle hukukunda blockchain ile evrimleşmesi hızlanacaktır. Ticaret hukuku başta olmak üzere hukuk kurullar yeniden yazılacaktır.

Sanat eserinin kaçıncı sahibi olduğunuzu bilebilir misiniz? Size söylenenler ne kadar doğru ispatlayabilir misiniz? Bunu kesin olarak bilmek imkansızdır. Fakat, NFT ile geçmiş sahipliğe de ulaşmak mümkün olacaktır. Dünyaya yeniden dönüş eserinin 10. Sahipliği olarak bu eserin sahipliğiniz blok zincirine işlenip düğümler tarafından onay verildiğinde artık kimse bunu değiştiremez. Şu anda ölçü aracı olarak kullanımı aşırı oynaklığı nedeniyle çok zor olsa da , kripto paralar gelecekte daha az düşüşlere sebep olacaktır. Ticaret hayatında yeri ve kullanımı arttıkça bu paraların değerinin asla düşmeyeceğini herkesin inancı artacaktır. Artık 6000 dolar karşılığında otomobil almak yerine 3 ETH karşılığında otomobil alınabileceği için bu değişiklikler kimsenin umrunda olmayacaktır.

İnternet olan her yerde banka sizsiniz, ticaret şirketi sizsiniz. Satıcı ve alıcıyı doğrudan buluşturan bir sistemde onaylama işlemlerini artık merkeziyetçi bir yapıya ihtiyaç yoktur. Banka hesaplarınıza bloke konulduğunu zaman nasıl ticaret yapacaksınız? Kartelleşmiş ticaret şirketleri ile nasıl rekabet edeceksiniz? Üretici ile tüketici arasındaki tüm aracıları ortadan kaldırıldığı bir sistemde kimler kaybedeceği net değil mi? Tüm banka hesaplarınız bloke konuldu. Borçlarınız nedeniyle artık ticaret yapma imkanınız yok. Bu durumda borçlarınızı nasıl ödeyebileceksiniz. Bunu sağlayan sistem kripto para sistemidir. A kişisinden ürün alıp bu ürünü B kişisine ETH ya da başka kripto varlık karşılığı satabilirsiniz. Satış sonrası digital varlık, cüzdanınıza gelir. Bu varlığa kimse bloke koyamaz, kimse bu varlığın başkasına gönderilmesini engelleyemez. Bu durumun geleneksel borç tahsilat yollarını nasıl değiştireceğini görebiliriz. Devletin cebri icra yoluyla haciz işlemleri, nft varlıklarına karşı nasıl olacaktır. Bunun mümkün hale gelebilmesi anonim olan kripta para sahibi açısından nasıl mümkün olacaktır.

NFT olarak sahip olunan L'Allee des Alyscamps eserinin bir payının size ait olduğunu kişi ve kurumlar bilebilir mi? Ya da Bugatti Veron’un. Alacaklılar için korkunç bir şey değil mi? Milyon doları olduğu biliyorsunuz fakat bu alacağı icra yoluyla alamıyorsunuz. Son zamanlarda TV’lerde kripto paraya haciz gitti haberleri gülümseyerek izledim. Kripto paranın ne olduğunu bilmeyen ya da bilmek istemeyenler kripto paraların haczinin sadece icra dairesinden gelecek bir yazı ile mümkün olabileceğini konusunu kararlılardı. Kriptoparalar, T.C. Merkez Bankası tarafından kripto varlık olarak 30 Nisan’da yürürlüğe girecek yönetmelikle düzenledi. Para olarak değerlendirmek için şu anda sadece ülkemizde değil dünya da erken bir yerdeyiz. Paranın mübadele aracı olması (şu an küresel olarak kripto paralar değiş-tokuş için yeterli seviye de değil), ölçü aracı olması (sürekli ani değişiklikler olan kripto paralar nedeniyle ölçü olarak kullanılması için erken, Teter 1 Dolar 1 Teter), sadece değer olarak görülmektedir. Bunun sonucu da kripto paralar kripto varlık olarak yönetmeliklerde yerini almıştır. Bu konuda sadece Türkiye değil dünyanın bir çok ülkesinde bu tartışma devam etmektedir. Kriptoparaları hiç tanımayan, görmezden gelen devletler kripto paraların trilyon dolar hacme ulaşması karşısında artık sessiz kalmaları mümkün değil. Kriptoparaların haczi başka bir yazımda paylaşmış olacağım. Burada NFT’lerin haczi konusunda kısa bir açıklamak doğru olacağını düşünüyorum. NFT’lerin soğuk cüzdanlarda olduğu müddetçe ve bu cüzdanların haciz edilip özel keylerinin sahiplerinden alınmadığı müddetçe haczi mümkün değildir. Çünkü, sahibin izni olmadan NFT’ler blok zincirinde devlet ya da kişilerin müdahalesi ile değiştirmek mümkün değildir. Murat PAK’ın açık artırma ile 1.36 Milyon Dolara satmış olduğu digital eser sahibinin alacaklısı tarafından borçlunun NFT’sini devletin haciz edip açık ihale ile başkalarına satmak sahibinin izni olmadan mümkün değildir. Sahibi, anlık olarak kısa bir zaman içinde bu eseri bilinmeyen 3. Kişiye devir edebilir. Bu devrin kötü niyetli olduğuna dair tasarrufun iptali davası kime açılacaktır. Blok zincirin kimsenin kontrolünde olmadığı merkeziyetsiz bir sistem olması sebebiyle buna onay verilmeyecektir. Çünkü, blok zincirinde madenciler bir önceki blok zincirin sahipliğine bakarak mutabakat ile karar vereceklerdir. Madencilere devletin kurumlarından yazı gönderilip bu işlemi iptal et, ya da yeni sahipliği başkasına ver diye emir vermesi mümkün olmayacaktır. Çünkü madencilerde bağımsız, merkezi olmayan bir yapıdadır. Eşler arası bu transferleri kimsenin önleme imkanı yoktur. Ancak NFT eserini satılıp ödemenin bir banka aracılığı ile alındığının anlaşılması üzerine ancak banka hesaplarına haciz konulabilir. Basında yer alan bunun benzeridir. Kriptopara borsasında soğuk cüzdanda yer almayıp borsanın sıcak cüzdanlarında yer alan kriptoparanın TL karşılığı haciz talebi bulunduğu görülmektedir. Yerli borsaların kişilerin soğuk cüzdanları üzerinde kontrolü mümkün değildir. Cüzdan sahibi kriptovarlığını tam kontrol yetkisine sahiptir. Kriptopara borsası sıcak cüzdanların ve kullanıcının izni ile soğuk cüzdandan da olabilir kontrolü kendisinde olduğu için icra müdürlüğünün yazasına karşılık alacak haczi konulmasına rıza gösterebilir. Aksi halde kullanıcının kendi kontrolünde olan soğuk cüzdanlar için tasarruf yetkisi borsada değildir. Borsa bu yazıya olumlu cevap verse de bunun karşılığını icra müdürlüğüne yatırması pek mümkün değildir. Burada başka tartışmada kriptoparayı kullanıcının izni olmadan TL çevirip icra müdürlüğünün hesabına yatırması hukuken mümkün müdür? Yoksa kriptopara icra müdürlüğü tarafından ihale ile satışa çıkması gerekmektedir. Bu tartışmalar için konumuzun NFT olması sebebiyle ayrı bir yazıda kaleme alacağım. NFT varlıkların haczi hukuki olarak mümkün olsa da fiili olarak gerçekleşmesi şu an pek mümkün görülmemektedir. Borçlunun evine gidip değerli bir tabloyu haciz eden icra memurları, digital varlığı cüzdanında saklayan borçlunun bu varlığından haberi bile olması pek mümkün değil. Çünkü, devletin kontrolünde olmayan blok zincirlerinde sahiplik sorgusunu icra daireleri yapamayacaktır. Bu açıdan borçlunun mal kaçırması NFT değerleri üzerinden mümkün hale gelmiştir. Aslında artık gelecekte borçlu-alacaklı uyuşmazlıkları akıllı sözleşmelerle azalması mümkün hale gelmiştir. Akıllı sözleşmelerin getirdiği garantileri bilen kişiler, şirketler artık ticaretlerini bu sözleşmeler üzerinde yapacakları için daha az devletin icra yoluyla alacak tahsiline ihtiyaç kalacaktır.

Sadece Ethereum değil Neo’da akıllı sözleşmeler, digital varlıklar ve digital kimlikler için hizmet sunan Ethereum’da benzer başka bir ağdır. Bu ağların kullanımı arttıkça dünya ticaretinde akıllı sözleşmelerin niteliği, içeriği, önemi daha fazla artacaktır. Bu şekilde fiziksel varlıklara daha çok digital kimlikler eklenecektir. Bu digital kimlikler dünyanın her yerinde doğrulanma imkanına sahip olacak ve bu kimlikler ile smart contraclar üzerinden ticaret hayatı değişecektir. Fiziksel nesnelerin digitalleştirilmesi konusunda şirketlerin etkinliği artmakla beraber, bu alanda yapay zeka tabanlı onaylama şirketleri ayrı bir öneme sahip olacaktır. Ayvalık’tan alınan zeytinyağı ile Gemlik’ten, Ege’den alınan zeytinyağı bu digital kimlikler sayesinde dönüştürülemez bir şekilde öğrenebileceğiz. Gıdada sahteciliklerin önüne geçmek artık nft ile mümkün hale gelecektir. Zeytinin ilk toplandığı andan fabrikaya kadar herşey blokzincire işleneceğinden artık Ayvalıkta’da iyi kalitede zeytinyağını dünyanın her yerinde ispatlamak kolay olacaktır. Türkiye’den alınan zeytinyağları İtalya’da ambalajlanarak dünyaca ünlü İtalyan zeytinyağı olarak sürülmesi yalanı herkes tarafından bilinecektir. Artık üretici dünyada kaliteli olarak sofralara gelen zeytinyağının kendi yağı olduğunu tüm dünyaya duyurmuş olacaktır. Bu şekilde küresel kartel markaları yerine daha butik üreticiler Japonya’ya hızlı, kolay bir şekilde blok zincirler tarafından kayıt altına alınmış değiştirilemez verilerle zeytinyağı gönderebilecektir. Bu nedenle artık zeytinyağı ile ilgili akıllı kontratlar yapabilecek yazılımcı ve hukukçular birlikte işbirliği içerisinde olacaktır. Artık avukatların blok zincirlerinin program dilini bilen yazılımcılar ile birlikte çalışması gerekecektir. Japonya’ya ürün satacağım ticari sözleşme yapabilir miyiz diye söyleyen şirketler yerine, akıllı sözleşmeler yazabilen, nft ve kriptopara bilen avukatlar ile işbirliği yapacaklardır. NFT ve smart contrac ile güvenli, hızlı ve garantili ticaretin olduğu yerde daha az uyuşmazlık, daha az uyuşmazlık davaları olacağı kesindir. Artık uyuşmazlık davalarının farklılaşmaya başlamasıyla birlikte hukuksal mevzuatlar hızla değişmeye başlaması kaçınılmazdır.

Mahkemelerin NFT’leri delil olarak kullanabilmesi mümkün müdür? Digital verilerin, digital kanıtların delil olarak kullanılması tabi ki mümkündür. Fakat, digital olarak yer alan verilerin değiştirilmesi ve yok edilmesi kolay olması sebebiyle bu verilerin güvenirliği mahkemeler açısından büyük bir sorun teşkil etmekteydi. B Şirketinin bilgisayar kaydı, geçmişe yönelik olarak değiştirilip mahkemeye sununabilirdi. Bir fotoğraf üzerinde gelişmiş bilgisayar grafik tasarım yolu ile değişiklik yapılabilmesi mümkün. Bu nedenle digital verilerin sahipliğini, zamanını ve değiştirilmeyeceğini kanıtlayacak araçlara ihtiyaç vardır. Bir belgenin e-imza ile imzalanması ile artık delil olarak kullanabilmesi mümkün hale gelmişti. NFT, aslında belgelere digital kimlik vererek merkezi bir onay ve kontrol mekanizmasının dışına çıkılmıştır. Tek merkeziyetçi yapıların hack saldırılarına maruz kalabileceği, yeniden e-imza ile oluşturup değiştirilebileceği, anonim bir sahiplik yaratmaması, kolay bir şekilde sahiplik değişikliği yaratmaması nedeniyle bir çok problemi beraberinde getirmektedir. NFT’lerin sahipliğini doğrulamak çok kolaydır, NFT’ler değiştirilemez olduğu için delil olarak kullanabilmesi ıslak imzalı belgelerinden daha doğru sonuçlar doğurmaktadır. Islak imzalı belgelerin imzanın kime ait olduğu tartışması adli tıp konusu olup uyuşmazlığın çözümünde riskleri beraberinde getirmektedir. Hiçbir ıslak imza % 100 sahibinin kim olduğu ile ilgili sonuç vermemektedir. Blok zinciri ağı var olduğu müddetçe değiştirilmesi şu an imkansızdır. Bu nedenle hack saldırılarına karşı koruması son derece yüksektir. Bir yangında ıslak imzalı bir sözleşme yok olabilir, ya da bir selde kaybolabilir fakat NFT dünyada ağa var olanlar olduğu müddetçe yok olmayacaktır. Bu nedenle mahkemelerde NFT’nin eser, fikir, mülkiyet, patent, marka dahil fikri mülkiyet hakları konusunda yenilik getirmektedir. Yeni davalar NFT sahipleri ile bu eserleri izinsiz kullanan yayıncılar, kullanıcılar arasında olacağı açıktır. Bu açıdan NFT konusunda uzman avukatların önemi artacaktır. Mahkemelerde NFT Uzmanlığı, Blockchain Uzmanlığı, Kriptopara Uzmanlığı, Akıllı Sözleşme Uzmanlığı bilirkişiler eklenecektir. Bu dünya hukukçuların okuyup anlayabileceği bir dünyadan uzak bir dünyadır. Yazılı sözleşmeyi okuyup yorumlayan hukukçular yerine sanal dünyanın sözleşmelerini okuyanlar ön planda olacaktır.

NFT’yi ve kriptoparaları bekleyen en büyük sorun kuantum bilgisayarların gelecekte blokzincirlerin değiştirecek işlem gücüne sahip olmasıdır. Blokzinciri teknolojisi durağan bir teknoloji olmadığı için bu değişime karşı kendini koruyacaktır. Bu sadece blokzincirleri için değil kuantum bilgisayarları şu an şifrelenen ve koruma altına alınan banka hesapları dahil her şey için bir risktir. Fakat, böyle bir korku yerine şimdiden geleceğe hazırlanmak ve NFT teknolojisinden uzak kalmamak gerekmektedir. Kripto paralar ile alışverişi yasaklamak bir çözüm getirmeyecektir. NFT eserlerinin alım satımını engellemek internet çağında mümkün değildir. O nedenle fiziksel araçların dijitalleştirilmesi, NFT’nin, Akıllı Sözleşmelerin altyapısının hazırlanması geleceğe daha güçlü ticaret ağına sahip olunacağını anlamına gelmektedir. Bu nedenle hukuksal mevzuatların sadece günümüzü değil geleceğe öngören finansal, teknolojik ve hukuksal işbirliği içinde düzenlenmesi gerekmektedir. Blokzincirin önüne geçmek için, ülkede tüm bilgisayarların kullanımını yasaklayıp, interneti kapatmak gerekir ki bu da mümkün olmayacağı için muhasebe, vergi, hukuk, ticaret dahil digital mevzuat düzenlemeleri geleceğe uygun olmalıdır. 2010 yılı 22 Mayıs ayında 2 Pizzanın 10.000 Bitcoin karşılığında sipariş verildiği düşünüldüğünde blokzinciri teknolojisinin nereye geldiğini anlamak için yeterlidir. 10 yıl sonra nereye geleceğini tahmin etmek hiç güç değil.

Av. Arb. Mahmut ALTINEL

mahmut@altinelhukuk.com

www.altinelhukuk.com

0 532 615 47 73

Yorumlar

Yorum Yap