CMK 253 göre sanık ya da şüpheli ile MAĞDURUN uzlaşması halinde sigorta şirketi sorumluluktan kurtulur mu?

CMK 253 göre sanık ya da şüpheli ile MAĞDURUN uzlaşması halinde sigorta şirketi sorumluluktan kurtulur mu?

Ceza Soruşturma Dosyası ile ilgili soruşturma devam ederken şüpheli ya da ceza davasında sanık ile CMK 253 e göre uzlaşma yapılması halinde sigorta şirketleri sorumluluktan kurtulamaz. Bazı sigorta şirketleri uzlaştırma raporlarını bahane ederek ödeme yapmamaktadır.  Sigorta şirketleri kötü niyetli olarak “uzlaşma sağlandığı” bu nedenle CMK md. 253/19 maddesi gereği maddi tazminattan feragat niteliği taşıması ve ilam niteliğinde belge hükmünde olması nedeniyle talebiniz reddedildiğini üzülerek bilgilerinize sunarız” diye ödeme yapılamayacağı cevabı vermektedir.

Sigorta şirketlerinin bu cevabı hukuki değildir.

1-Karayolları Trafik Kanunu'nun 111. maddesi şu şekildedir: 


 "SORUMLULUĞA İLİŞKİN ANLAŞMALAR:MADDE 111. Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir.

 

Meydana gelen olay Trafik Kazasıdır, bu nedenle karşılığında hiçbir edim alınmamış olan uzlaştırma raporunun geçersiz olduğu açıkça ortadadır. Karayolları Trafik Kanunu özel bir kanun olup sadece Trafik Kazası nedeniyle ilgili hususları düzenlemektedir. Bu nedenle öncelikle Karayolları trafik kanununun uygulanması gerekmektedir.

  2. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi kararı açıktır.  UZLAŞMA SİGORTA ŞİRKETİNİN DURUMU AĞIRLAŞTIRMIYORSA GEÇERLİLİĞİ YOKTUR.

 

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015-17658 E. 2017-190 K. Sayılı kararında açıkça görüleceği üzere Davacının zararı tamamen giderilerek kaza nedeniyle bir ibralaşma yapılmadığından ve yapılan anlaşma sigorta şirketinin işletene rücu olmadığı için sigorta şirketinin durumunu ağırlaştırmaması nedeniyle ancak ödeme miktarı kadar sigorta şirketini sorumluluktan kurtaracağından, zarar görenin bakiye zararını sigorta şirketinden talep edebileceği anlaşıldığından, mahkemece taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir”

 

Söz konusu kazada herhangi bir rücu  durumu müvcut değildir. Bu nedenle“sigorta şirketinin durumunu ağırlaştıran bir husus bulunmamaktadır. “  Sigorta şirketi, müteselsil sorumlulardan birisidir.

 

Borçlar Kanunu “Müteselsil Borçluluk Maddesi Gereği “164. c. Borçluların bireysel davranışı MADDE 165- Kanun veya sözleşme ile aksi belirlenmedikçe, borçlulardan biri kendi davranışıyla diğer borçluların durumunu ağırlaştıramaz.. Borcun sona ermesi MADDE 166- Borçlulardan biri, alacaklıya ifada bulunmaksızın borçtan kurtulmuşsa, diğer borçlular bundan, ancak durumun veya borcun niteliğinin elverdiği ölçüde yararlanabilirler.

 

Borçlar Kanunu açıkça görüleceği üzere müteselsil borçlulardan birisi olan Kusurlu Araç Şoförü “sigorta şirketinin durumunu ağırlaştırmadan” edimsiz olarak uzlaşma raporu düzenlenmiştir. Bu nedenle borcu niteliği haksız fiil olması nedeniyle sigorta şirketinin borçtan kurtulması mümkün değildir. 

 

                          3-Antalya Bölge İdare Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi “2017-1440 E. ve 2018-53. K. Gereği özeti aşağıda sunulmuştur, bu karar özeti herşeyi açıkça ortaya     koymaktadır.

 

a-CMK 253. Madde 19. Fıkra gereği “uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturmaya konu suç hakkında tazminat davası açılmaz.” Ancak bu hukuki sonucun doğması aynı maddenin 5. Fıkrası gereği “uzlaşma teklifinde bulunulması halinde , kişiye uzlaşmanın mahiyeti, uzlaşmayı kabul ve reddedilmesinin hukuki sonuçları anlatılır.” Koşulunun gerçeklemesine bağladır.

 

b-Uzlaşma teklif formaları matbudur 8 punto halinde yazılmıştır, ayrıca 25 ayrı maddeden oluşmaktadır. Bu maddeler arasında “uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturmaya konu suç hakkında tazminat davası açılmaz.” Maddesi bulunmaktadır. Bu maddenin yer alması uzlaşma teklifinde bulunulması halinde , kişiye uzlaşmanın mahiyeti, uzlaşmayı kabul ve reddedilmesinin hukuki sonuçları anlatıldığı anlamına gelmez.Trafik kazaları 2918 sayılı kanuna tabidir, trafik kazalarında kusuruyla kazaya sebebiyet veren yanında kusursuz sorumlu olan SİGORTA ŞİRKETLERİ VE İŞLETENLER bulunmaktadır. Kusurlu sürücü ile uzlaşırkan açıkça tereddüte yer vermeyecek şekilde sigorta şirketi ve araç işleteni sorumluluktan kurtulacağı tazminat davası açılmayacağı açıkça yer verilmelidir.

 

c- özeti “12 punto ile yazılması gerekmektedir.” Hukuk güvenliği ilkesi “ hukuk devleti” hak arama özgürlüğü” hukuki belirlilik” ilkesi dikkate alınarak genel bir ifade ile tazminat davası açılamaz geçerliliği yoktur.

 

                        YARGITAY KARARI ÖZETİ:

 

 

17. Hukuk Dairesi         2015/17658 E.  ,  2017/190 K.
"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

- K A R A R -

Davacı vekili, davalıya zorunlu trafik sigortalı aracın yaya olan müvekkiline çarpması sonucu müvekkilinin omurilik felci olduğunu, başkasının bakım ve desteğine muhtaç, yatağa bağımlı hale geldiğini, altının sürekli bezlendiğini, evde kendisine bakacak eşi ve çocukları bulunmadığını, talep edilen bakıcı giderinin SGK tarafından ödenmeyen tam gün esasına dayalı ve ömür boyu sürecek olan bakıcı giderleri olduğunu beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000,00 TL bakıcı (tedavi) masrafının olay tarihinden işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, poliçede sakatlanma ve ölüm teminatının 100.000,00 TL olduğunu, tedavi giderlerinin de bu kapsamda değerlendirildiğini, davacının tedavi giderleri için 02/11/2011 tarihinde 14.917,50-TL'nin müvekkili şirketçe ödendiğini, ceza davasında davacı ile sigortalının uzlaştıklarını, davacının şikayetinden vazgeçmesi üzerine kamu davasının düşürülmesine karar verildiğini, CMK 253/19 maddesinin "Uzlaşmanın sağlanması halinde soruşturma konusu suç nedeniyle tazminat davası açılamaz, açılmış olan davadan feragat edilmiş sayılır." hükmü uyarınca davacının maddi tazminat talebinde bulunamayacağını beyanla davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, davacı tarafın ceza dosyasında uzlaşma protokolü ile dava dışı işleteni ibra etmesi karşısında, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen davalı ...şirketi hakkında da dava açılamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan bakıcı (tedavi) giderine ilişkindir.
Davaya konu trafik kazasıyla ilgili olarak 21.04.2009 tarihli uzlaşma protokolüyle ceza davası ile davacı mağdur 
yaya ..., annesi ... ve babası ...’ın sigortalı işleten ... ve sürücü ... aleyhine açmış oldukları maddi ve manevi tazminat davasından feragat etmek şartıyla ve zorunlu trafik sigorta şirketinden talep edilebilecek maddi tazminat hakları saklı tutulmak suretiyle davacı mağdur yaya ..., annesi ..., babası ..., sigortalı işleten ... ve sürücü sanık Emrah 30.000 TL karşılığında uzlaşmış, ceza davasında taksirle yaralama suçundan uzlaşma nedeniyle davanın düşürülmesine, hukuk davasında feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiştir. İşbu dava 25/12/2013 tarihinde mağdur yaya ...tarafından bakıcı (tedavi) gideri talepli olarak kazaya karışan aracın zorunlu trafik sigortacısına karşı açılmıştır. Her ne kadar mahkemece davacının dava dışı işleteni ibra etmesi karşısında, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen davalı ... şirketi hakkında da dava açılamayacağından bahisle davanın reddine karar verilmiş ise de, 21.04.2009 tarihli uzlaşma protokolüne göre davacı ...ile anne ve babasının sigortalı işletenden ve sürücüden 30.000 TL tahsil ettiği, aynı protokol ile davacının sigortalı işletenin zorunlu trafik sigortacısına dava açma hakkını saklı tuttuğu görülmektedir. Bu durumda davacının zararının tamamen giderildiği düşünülemez. Davacının zararı tamamen giderilerek kaza nedeniyle bir ibralaşma yapılmadığından ve yapılan anlaşma sigorta şirketinin işletene rücu olmadığı için sigorta şirketinin durumunu ağırlaştırmaması nedeniyle ancak ödeme miktarı kadar sigorta şirketini sorumluluktan kurtaracağından, zarar görenin bakiye zararını sigorta şirketinden talep edebileceği anlaşıldığından, mahkemece taraf delilleri toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17.1.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.                                                                   

Yorumlar

Yorum Yap