Trafik Sigorta Rücu Şartları Nelerdir?

     TRAFİK SİGORTASI RÜCU ŞARTLARI NELERDİR?

Trafik sigortası rücu şartları ile ilgili çok yanlış bilgiler verilmektedir. Bu bilgi kirliliği haklı olarak alınması gereken tazminatların alınmamasına sebebiyet vermektedir. Rücu için ödeme yapmasına gerek olmamasına rağmen icra tehdidiile ödeme yapılmaktadır. Bu nedenle her somut olay değerlendirilerek ona göre rücu halleri olup olmadığı tespit edilmelidir.

Trafik Sigortası genel şartlarında rücu halleri kısıtlı olarak maddelerle sıralanmıştır.

1-Tazminata neden olan olayın sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise.

En çok kafa karıştıran madde ilk maddedir.

Kasti bir hareketle trafik kazasına neden olma:

 Kasıt: “bir eylemi bilerek ve isteyerek yapma” Trafik kazasına bilerek ve isteyerek sebebiyet verilmesinin ispatı ancak Ceza Yargılamasında Kasten suç işlemesinin ispatı ile mümkündür. Trafik kazası ceza yargılamalarında “taksirle” “bilinçli taksirle” suç işlediği genel anlamda kararlar çıkmaktadır. “Olası kast” konusunda takip ettiğimiz bir davada “hem alkollü hemde polisin dur ihtarına uymayarak kazaya sebebiyet” vermiş bir sanığın cezalandırılmasında ceza verildi. Kasti bir hareket nedeniyle rücu halleri çok kısıtlıdır hatta yok denecek azdır.

Ağır Kusur Sonucu meydana gelmişse: Ağır kusur,  kasıt olmamakla birlikte, kasta yakın bir kusurun varlığı gerekmektedir. Yargıtay kararlarına göre: “Sürücü yüzde yüz kusurlu olmakla birlikte, kastı veya kasta yakın bir kusuru söz konusu değilse, sigortacının dönme (rücu) hakkı doğmayacaktır. Bu nedenle % 100 kusurlu bile olsa ağır kusurdan bahsedilemez. Sigorta şirketleri bu nedenle gönderdiği rücu evraklarına ve icra takiplerine itiraz edilmelidir. Ağır kusurun olup olmadığının tespiti her somut olaya göre değişecektir. Genel anlamda ağır kusurun ispatı zor olması nedeniyle rücu halleri kısıtlıdır.

2-(Değişik:RG-2/2/2016-29612)(1) Tazminatı gerektiren olay, aracın ilgili mevzuat hükümlerine göre gereken ehliyetnameye sahip olmayan veya geçerliliğini yitirmiş sürücü sertifikasına sahip ya da ehliyetine geçici/sürekli el konulmuş kimseler tarafından sevk edilmesi veya trafik kurallarının ağır kusur ile ihlali sonucunda meydana gelmiş ise,

            En çok rücu hali hallerden bir tanesidir. Bu rücu hali gayet açıktır.

3- Aracın, uyuşturucu madde veya ilgili mevzuatta belirlenen seviyenin üzerinde alkollü içki almış kişilerce veya aynı mevzuatta alkollü içki alamayacağı belirtilen kişilerce alkollü içki alınmak suretiyle kullanılması sırasında meydana gelen zararlar,

Alkollü ve uyuşturucu halinde araç kullanmak tek başına rücu şartı değildir. Yukarıda madde açık açık yazmış olmasına rağmen Yargıtay’ın bu konuda kararları istikrarlıdır.

“24.03.2014 tarihli rapora göre karar verilmiştir. Her ne kadar adı geçen raporda, her iki araç sürüsünün de 0,50 promilin üzerinde alkolü olup, kanlarındaki yüksek düzeydeki alkol oranının her iki araç sürücüsü yönünden de güvenli sürüş yeteneğini ortadan kaldıracağının belirtilmiş olmasına göre Mahkemece, kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiği kabul edilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de; sigortalı araç sürücü... (1,06 promil) ve karşı araç sürüsü ... (1,35 promil) alkollü olması yalnız başına kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiğini göstermez. Kaldı ki somut olayda karşı aracın alkollü sürücüsü ...kazanın meydana gelmesinde kavşakta geçiş önceliğine uymadığından her halükarda (tam yada asli) kusurlu olup bu halde kazanın münhasıran alkolün etkisiyle meydana geldiğinden söz edilemez.” Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarında; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurlarında olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasarın poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği ilkesi benimsenmektedir. (YHGK 23.10.2002 gün ve 2002/11-768-840; YHGK 7.4.2004 gün ve 2004/11-257-212; YHGK 2.3.2005 gün ve 2005/11-81-18; YHGK 14.12.2005 gün 2005/11-624-713 Sayılı ilamları) 

Öncelikle alkolün etkisiyle güvenli sürüş yeteneğini kaybettirmesi ve bununda ADLİ TIP KURUMU tarafından tespit edilmesi gerekmektedir.  0.50 promil üstünde olanların araç kullanamayacakları  yasal bir zorunluluktur fakat rücu hali için tek başına yeterli değildir. Bu nedenle Yargıtay Kararlarına göre somut olayda değerlendirilme yapılması gerekmektedir.

4- Tazminatı gerektiren olay, yolcu taşımaya ruhsatlı olmayan araçlarda yolcu taşınması veya yetkili makamlarca tespit edilmiş olan istiap haddinden fazla yolcu veya yük taşınması veya patlayıcı, parlayıcı ve tehlikeli maddeleri taşıma ruhsatı bulunmayan araçlarda, bu maddelerin parlama, tutuşma ve infilakı yüzünden meydana gelmiş ise,

Tartışması en çok olan konuların başında İSTİAP HADDİ nedeniyle rücu sebebi gelmektedir. Ruhsata göre 5 kişilik bir araçta 6 kişi 7 kişi seyahat ederken kaza meydana gelirse bu durum mutlaka rücu sebebi midir? İlgili maddeye göre bu anlaşılmaktadır. Fakat bu maddenin yargı uygulaması bu şekilde değildir. İSTİAP HADDİ aşımları için YARGITAY’ın yerleşmiş içtihatları bulunmaktadır. Tek başına yolcu aşımının rücu sebebi olmadığı belirtilmiştir. Kazanın salt istiap haddinin aşımı nedeniyle meydana geldiğinin ispatı gerekmektedir. Ön koltuğa 4 kişi oturmuştur, sürücü rahat hareket etme imkanı ortadan kalkmış sırf bu nedenle kaza meydana gelmiştir. Ya da 5 kişilik araca 10 kişi binmiş olup araçta yük nedeniyle kaza meydana gelmişse rücu hali oluşur. Arka koltukta 3 kişi yerine 4 kişi bulunmaktadır, bu husus sırf rücu nedeni kabul edilemez.

Aracın ruhsatında belirtilen istiap haddinden fazla yük ve yolcu taşınması halinde oluşan hasar ve zararlar sigorta güvencesi dışında bırakılmıştır. Ancak, Dairemiz, bu istisna hükmünü uygularken, gerçekleşen riziko ile istiap haddinden fazla yük ve yolcu taşıma arasında “uygun nedensellik bağı”nın bulunmasını ve ancak kazanın salt bu nedenle meydana gelmesi koşulu ile riziko ve hasarın sigorta güvencesi dışında olduğunu kabul etmektedir. Oysa, uzman bilirkişi raporunda istiap haddinin aşılması ile kaza arasında doğrudan sebep-sonuç ilişkisi bulunmadığı saptandığına göre, davanın kısmen kabulü gerekir.”
(HGK.05.12.2001, E.2001/11-1109 K.2001/1108

5- Sigortalının rizikonun gerçekleşmesi halinde bu genel şartların B.1. maddesinde belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesinden dolayı zarar ve ziyan miktarında bir artış olursa,

Bu husus için Trafik Sigortası Genel şartları “B.1.1. Rizikonun Gerçekleşmesi Halinde Sigortalı ve/veya Sigorta Ettirenin Yükümlülükleri” kısmı incelenmelidir. Bu halde rücu halleri kısıtlıdır. Her somut olaya göre değerlendirilmesi gerekmektedir.

6- Tazminatı gerektiren olayın aracın çalınması veya gasp edilmesi sonucunda olması halinde, çalınma veya gasp edilme olayında sigortalının kendisinin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kusurlu olduğu tespit edilirse,

Bu maddenin uygulama imkanı çok bulunmamaktadır. Motorsikleti çalınmış bir kişinin kusurlu eyleminden bahsetmek nasıl mümkün olacaktır? Kimse kusuru ile sahip olduğu motosikleti çaldırması mümkün müdür? Bunun ispatı ancak her somut olayda mahkemeler tarafından değerlendirirek ortaya çıkarmak mümkündür.

7- Bedeni hasara neden olan trafik kazalarında sigortalının veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin,  tedavi veya yardım amaçlı sağlık kuruluşuna gitme, can güvenliği nedeniyle uzaklaşma gibi zorunlu haller hariç olmak üzere, olay yerini terk etmesi veya kaza tutanağı, alkol raporu vb. kazanın oluş koşullarına ilişkin gereken belgelerin düzenlenmesi yükümlülüğüne aykırı davranması halinde,

En çok sorun yaşanan rücu halleri f maddesidir. Alkol raporu tutturmamak ya da ehliyetsiz olma nedeniyle olay yerinin terk edilmesi nedenidir?

Şirketi tarafından hasara uğrayan... plakalı araç sahibine ... teminatı kapsamında 4.875,00 TL hasar tazminatı ödendiğini, trafik kazası sebebiyle alınan tanık ifadelerinde ve kazaya karışan diğer araç sürücüsünün ifadelerinden, davalı şirket tarafından sigortalı araç sürücüsünün ehliyetsiz olması nedeniyle olay yerini terk ederek sürücü değişikliği yapıldığının anlaşıldığını, kazaya sebebiyet veren sigortalı araç sürücüsünün dava dışı ... olduğunu,...'ın ehliyetine alkollü araç kullanması sebebiyle el konulmasına rağmen ehliyeti olmadan alkollü araç kullanması sebebiyle işbu kazaya sebebiyet verdiğini, ... genel şartlarının 4. maddesine göre bu durumun kendilerine rücu hakkını doğurduğunu, davalı şirket tarafından herhangi bir ödeme yapılmadığından dolayı rücu edilen ödeme için ... 25. ... Müdürlüğünde 2014/95468 sayılı dosya ile takip başlatıldığını, ödeme emrine davalının itirazı üzerine takibin durduğunu ancak bu itirazın yerinde olmadığını ve hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davalı şirketin... plakalı araçta meydana gelen 4.875,00 TL'lik hasarı 18.03.2014 tarihinde araç sahibine ödediğini, ... ve ... Genel Şartları gereği sigortacının sigortalıya rücu hakkının doğduğunu, bu sebeple davalının davacıya borcu bulunmadığına dair yaptığı itirazın hukuken kabul edilmesinin mümkün olmadığını ve iptalinin gerektiğini belirterek davanın kabulüne, %20'den az olmamak kaydıyla ... inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir. aracın davalı şirket üzerine kayıtlı olması ve ... ettirenin davalı şirket olması nedeniyle kaza sonrasında davalının ekonomik bakımdan korunması gerekirken, tam tersine hareket ederek kim olduğunu bilmedikleri...adlı şahsın davalı üzerine kayıtlı olan aracı kullandığını, alkollü ve ehliyetsiz olduğunu iddia ederek sürücü değişikliği yapıldığını beyan ettiklerini, maddi hasarlı trafik kazası meydana geldiğinde aracı kullanan ve kaza tespit tutanağında da adı belirtilen araç sürücüsü... olmasına rağmen davacı ... şirketinin aksi yöndeki beyanlarını somut delillerle ispat etmesi gerektiğini, trafik kazasının meydana geldiği sırada davalı şirket üzerine kayıtlı aracı kullanan...'ın ehliyetinin bulunduğunu, yapılan ölçümlerde alkolsüz olduğunun tespit edildiğini, davacı ... şirketinin yapmış olduğu hasar tazminatı ödemesini davalı taraftan haksız şekilde talep ettiğini, ... 25. ... Müdürlüğünün ilgili dosyasındaki takibe bu sebeplerle itiraz ettiklerini, soyut iddialar üzerine açılan davanın reddini talep ettiklerini belirterek davanın ve talep edilen ... inkar tazminatının reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere ve dosya kapsamındaki bilirkişi raporuna göre; ihbar külfetine aykırı ve teminat kapsamı dışında kalan bir halin varlığına yönelik ispat külfetinin davacı sigortacıda olduğu, davacı yanın iddialarını kanıtlayamadığı, bu nedenle meydana gelen zararı gidermekle yükümlü bulunduğu, zararı gidermekle yükümlü olan davacı ... şirketinin ödemiş olduğu zararı sigortalısından talep edemeyeceği, davalının ... takibine itirazında haklı bulunduğu kanaatine varılarak; Davanın reddine, karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştitr. Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA
 “

OLAY YERİ TERK ETMEK TEK BAŞINA RÜCU SEBEBİ DEĞİLDİR. Somut olaya göre olay yerine neden terk ettiğinin nedeni önemlidir. Eğer kişi alkollü olma, sürücü değişikliği yapma, ehliyetsiz olma nedeniyle terk etmiş bu durumda sigorta tarafından somut delillerle ispatlanmış ise rücu sebebi olmaktadır.

 

 

 

Yorumlar

Yorum Yap