Maluliyet artışı nedeniyle tazminat alabilir miyim? Maluliyet artışı nedir? Fark tazminatı nedir?

Maluliyet artışı nedeniyle tazminat?

Maluliyet artışı nedeniyle tazminat ile ödenen tazminatta yetersiz olması nedeniyle tazminat taleplerinin hukuki gerekçeleri arasında farklılık bulunmaktadır.

1-Eksik ödenen tazminat, kanuna göre yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan eksik ödemeler:

2918 sayılı K.T.K. göre: Sorumluluğa ilişkin anlaşmalar: Madde 111 – Bu Kanunla öngörülen hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan anlaşmalar geçersizdir. Tazminat miktarlarına ilişkin olup da,yetersiz veya fahiş olduğu açıkça belli olan anlaşmalar veya uzlaşmalar yapıldıkları tarihten başlayarak iki yıl içinde iptal edilebilir.

Bu anlaşmalar veya uzlaşmalar sonucu ibra, sulh, feragat dahil hukuki sorumluluğu kaldıran veya daraltan tüm anlaşma ve uzlaşma içeren belgeler sonucu ödenen tazminatlar “makbuz hükmünde” olacaktır. Makbuz hükmünde olması, anlaşma içeriğinden bağımsız olarak fark için yeniden talep hakkı doğurur. 

Yetersiz ve fahiş fark olup olmadığı değerlendirilmesi, yapılmalıdır.

Örnek: 40.000 TL ödenmesi gereken tazminat 30.000 TL olarak ibraname ile ödenmişse bakiye kalan kısım 10.000 TL için bakiye tazminat davası ya da sigorta şirketleri açısından Sigorta Tahkim Komisyonuna başvurulabilir. Anlaşma 20.11.2017 tarihinde yapıldığını kabul edersek 20.11.2019 tarihine kadar 2 yıl içinde anlaşma iptal edilebilir.

  • 1-Öncelikle ödeme tarihine göre ödemenin yetersiz ve fahiş olup olmadığının hesaplama yapılarak tespit edilmesi gerekmektedir. Ödeme tarihe kadar yetersiz olmayan ödeme, güncel verilerle hesaplandığında ödeme eksik olarak görülecektir. Bunun için ödeme tarihindeki verilere göre hesaplama yapılması gerekmektedir.

 

  • 2-Ödeme tarihine göre yetersiz ve fahiş olduğu tespit edilen ödemenin, güncel verilerle yeniden hesaplanması gerekmektedir. Ödeme tarihine göre 40.000 TL yerine 30.000 TL ödenmişse % 25’lik bir yetersiz bir ödemenin varlığından bahsedebiliriz. Güncel verilerle hesaplandığında tazminat miktarı, 58.000 TL çıkıyorsa 58.000-30.000= 28.000 eksik ödemenin varlığını kabul etmek doğru olmaz. İlk yapılan ödemenin güncelleştirilmiş (günümüze kadar yasal faizi hesaplanıp) 30.000 TL eklenerek (yasal faizi güncelleştirilmiş değeri: 7.000 TL kabul edelim.) 58.000-37.000= 21.000 TL lik bakiye tazminat miktarı olacaktır.

 

  • 3-2 yıl geçtikten sonra artık bakiye tazminat için hak düşürücü süre geçmiş bulunmaktadır. 2 yıl geçtikten sonra ancak maluliyet artışı nedeniyle tazminat genel zamanaşımı süreleri dolmamışsa talep edilebilir.

Maluliyet artışı ile yetersiz tazminat talepleri karıştırılmamalıdır.  Anlaşma ya da uzlaşma nedeniyle yetersiz tazminat talepleri için 2 yıl hak düşürücü süre varken, maluliyet artışları için şartlar mevcutsa genel zamanaşımı süreleri dikkate alınması gerekir. Genel zamanaşımı süreleri içinde her zaman maluliyet artışı nedeniyle tazminat talep edilebilir. 

2-Maluliyet artışı zamanaşımı var mıdır? Maluliyet artışı tazminat talep edebilir miyim?

A-2 yıl içinde farklı raporlar olması halinde:

Öncelikle ikinci alınan rapor oranın fazla olması nedeniyle maluliyet artışı nedeniyle, raporların anlaşma ve uzlaşma olduktan sonra 2 yıl içinde maluliyet artışı şeklinde başvuru yapmaya gerek yoktur. Eğer 2 yıl içinde ödeme kişinin maluliyeti dahil yetersiz ve fahiş eksikse fark tazminat için maluliyet artışı olup olmadığına bakılmaksızın başvuru yapılabilir. % 5 ilk rapor ikinci rapor % 10 ise bu raporlar arasında maluliyet artışı var diye değil, kişinin gerçek maluliyetini hangi rapor yansıtıyor diye tespit etmek gerekir. İki rapor arasındaki çelişki böylelikle giderilmeli, ona göre karar verilmelidir. Burada gelişen ve değişen durum var mı yoku mu maluliyetin artıp artmadığı değerlendirilmesine gerek yoktur. Burada maluliyet artışı değil, kişinin güncel maluliyet durumu önemlidir.

B-2 yıl geçtikten sonra farklı raporlar olması halinde :

                İlk ödeme % 5 rapora göre alınmış olsun, bu ödeme yetersiz bile olsa 2 yıl geçtikten sonra artık yetersizlik nedeniyle başvurusu kabul edilemez. Tazminata ilişkin genel zamanaşımı içinde 2 yıl geçtikten sonra ancak maluliyet artışı nedeniyle tazminat talep edilebilir. İlk rapor % 5, ikinci rapor % 10 burada maluliyet artışını kabul etmek mümkün değildir. Çünkü maluliyet artışı, farklı hastanelerde raporların arasında farkın olması değildir. Ya da yönetmelik farklılıkları nedeniyle raporların farklı olması maluliyet artışı değildir. İlk rapor % 5 2013 tarihli özürlülük ölçütüne göre ödeme aldık, ikinci rapor % 10 2008 tarihli çalışma gücü kaybına göre ise burada maluliyet artışı var diye kabul etmek mümkün değildir. Aynı şekilde % 5 2013 tarihli özürlülük ölçütü rapor 2 yıl geçtikten sonra % 10 2013 tarihli özürlülük ölçütüne göre de olsa maluliyet artışı mümkün değildir. Bu en çok karıştırılan maluliyet artışının yüksek mahkeme kararlarınca ne anlama geldiğini bilmemek anlamına gelir.

Maluliyet artışı nedir? :    Yaralanmaya bağlı gelişen ve değişen mevcut olmalıdır. Bu durum kişinin rapordan sonra tedavisi devam etmekte bu tedaviye rağmen maluliyeti daha da artmaktadır. Kişinin tibia şaft kırığı varsa, bu kırığın bir çok kez ameliyat yapılmasına rağmen kaynamanın olmaması ve kişinin her geçen gün daha kötü bir duruma gitmesidir. Kişinin bu yaralanmaya bağlı durumunda değişiklik olması ve bu değişikliğin maluliyet artışına neden olmasıdır. Zaman geçtikte iyileşmeler olabileceği gibi daha kalıcı bir takım kazaya bağlı sorunlarda değişiklik ve artış olabilir. Bu tespiti yapacak, Adli Tıp Kurumu ya da Üniversite Hastanelerinin Adli Tıp Anabilim Dalı Başkanlıklarıdır. Bu tespitin yetkili hastanelerden 2013 tarihli özürlülük raporu, 2019 tarihli engellilik raporu göre heyet raporu ile yapılması mümkün değildir.

 

Trafik  kazasına bağlı yaralanmaya ilişkin olarak yapılan tedavilerin ne zaman sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen ve değişen bir durum olup olmadığı, varsa gelişen durumun hangi tarihte sona erdiği, diğer bir ifadeyle kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceği konularında değerlendirme yapılmalıdır.

 

1-Davadan, tahkimden sulh ya da feragatname sonrası: Gelecekte doğmamış bir haktan peşinen vazgeçmek mümkün değildir. Dava, tahkim, arabulucu, AVK 35-A dahil sigorta şirketleri ya da sorumlularla bir feragat, sulh ya da gibi yollarla anlaşma olmuşsa bile bu anlaşmadan sonra değişen ve gelişen bir maluliyet durumu varsa, tekrar maluliyet artışı nedeniyle tazminat alınabilir.

 

2-Dava, sigorta tahkim komisyonu ile başvurunun kabul ya da ret ile sonuçlanması: Kişi mevcut maluliyet oranına göre ödeme almışsa maluliyet artışı nedeniyle dava kesin hükümle sona erse bile maluliyet tespiti sonrası maluliyet artışı varsa yeniden tazminat talep edebilir.

 

3-Makbuz hükmünde olan ibraname gibi yargısal olmayan kesin hüküm doğurmayan bir yol ile ödeme alınmışsa: Bu şekilde alınan ödemeler sonrası 2 yıl geçse bile maluliyet artışı varsa ödeme almak mümkündür.

 

Bu gibi durumlarla karşılaşan mağdurlar ya da mağdur vekilleri tarafımızdan hukuki destek alabilirler.( 0 212234 5220 ya da info@altinelhukuk.com ) Maluliyet artışı olup olmadığı ön raporu ile hareket etmek en doğru sonuç olacaktır. Bazı sigorta tahkim komisyonu hakemleri bu şekilde değerlendirme yapmayarak sigorta şirketlerinin karara itiraz etmesine ve 40.000 TL üzeri itiraz hakem kararlarının istinaf edilmesi üzerine İstinaf Mahkemesinden bozma kararları gelmektedir. Bu şekilde hem yargılama gider ve harçları hem de karşı vekalet ücreti ile karşı karşıya kalınabilmektedir.

Konuya ilişkin Yargıtay ve Bölge Adliye Mahkeme Kararları şu şekildedir :  

 

Bu durum karşısında mahkemece; davacının kaza tarihinde yaptığı işi (mesleği) belirlendikten sonra, bu mesleğine göre maluliyet oranının belirlenmesinin gerekeceği, alınan iki ayrı rapordaki maluliyet oranları arasındaki farkın azımsanmayacak miktarda olduğu, davaya konu edilen maddi zararın iki ayrı sebebe dayandığı hususları gözetilmek suretiyle; gerekli araştırmalar ile davacı mesleğinin
belirlenmesi ve eksik kalan tedavi- muayene belgelerinin toplanmasından sonra; Üniversitelerin ... Anabilim Dalı Başkanlıklarından ya da ... Genel Kurulu'ndan, dosyadaki iki ayrı rapor arasındaki çelişkileri gideren, davacının asıl davada saptanan % 34,2 oranını aşan maluliyeti olup olmadığı ve varsa bu maluliyet artışının hangi tarihte ortaya çıktığı, tıbbi belgelere göre davacı yanın bu artışı ne zaman öğrenebileceği ya da öğrenmiş sayılması gerektiği konularında, ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli bir rapor alınarak yargılamaya devam edilmesi gerekirken, eksik incelemeyle hüküm tesisi hatalı olmuştur.

17. Hukuk Dairesi         2015/12458 E.  ,  2018/6924 K.

Davacı, feragat tarihinden sonra maluliyet oranında gelişen durum bulunduğu tespit edildiği takdirde tazminata hak kazanabilir. Bu durumda mahkemece, davacının davadan feragat ettiği 20.10.2011 tarihinden sonraki tüm tedavi evrakları da
getirtilerek, gerekirse davacının muayenesi de sağlanarak davadan feragat tarihinden sonra tedavilerinin devam edip etmediği, feragat tarihinden sonra maluliyet oranında gelişen bir durum bulunup bulunmadığı ve maluliyet oranı kaza tarihinde yürürlükte bulunan ... Sağlık İşlemleri Tüzüğü’ne göre belirlenmek suretiyle ayrıntılı, gerekçeli, denetime elverişli ek rapor aldırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.

17. Hukuk Dairesi         2014/13399 E.  ,  2017/198 K.

21/09/2018 günlü raporda her ne kadar davacının %22,2 oranında meslekte kazanma gücünü kaybettiği belirlenmiş ise de, söz konusu bu raporda trafik kazasına bağlı yaralanmaya ilişkin olarak yapılan tedavilerin ne zaman sona erdiği, bu yaralanmadan dolayı gelişen ve değişen bir durum olup olmadığı, varsa gelişen durumun hangi tarihte sona erdiği, diğer bir ifadeyle kesin maluliyet oranının hangi tarihte belirlenebileceği konularında herhangi bir değerlendirme yapılmamış aksine, mevcut maluliyetin "Dalak lesenasyonu, splenectomi yapılmış" olmasından kaynaklandığı açıklanmış, bu açıklamaya dayanak olarakta Zile Devlet Hastanesine ait 06/07/2015 tarihli genel adli muayene raporu ve gene 06/07/2015-11/07/2015, 15/07/2015 ve 24/07/2015 tarihleri arasını kapsayan ve Tokat Devlet Hastanesine ait bulunan epikriz notları gösterilmiştir. Gelişen ve değişen durum yoksa aynı yaralanmaya ve uğranılan bedensel zarara bağlı olarak farklı farklı heyetlerce verilen maluliyete ilişkin raporlarda maluliyet oranlarının farklı belirlenmesi maluliyetin arttığı anlamını taşımayacağından ve başvuruya dayanak kılınan raporda da az yukarıda açıklanan şekilde yapılmış herhangi bir belirleme bulunmadığından, Sigorta tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince, yargılamanın tahkim yargılaması olduğu gözetilerek, yazılı biçim ve şekilde verilen karar gerekçesinde ve karara dayanak gösterilen delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde davacı taraf aleyhine bir husus bulunmadığından, davacı vekilinin istinaf başvurusunun HMK.m.353/1-b/1 hükmü uyarınca esastan reddi gerekmiştir. T.C. İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 8. HUKUK DAİRESİ İ S T İ N A F MAHKEMESİ K A R A R IDOSYA NO: 2019/4173 KARAR NO : 2019/3785

Yorumlar

Yorum Yap