13.07.2021 TARİHİ İTİBARİYLE TRAFİK SİGORTASINDA ÖDENECEK BEDENSEL ZARARLARA İLİŞKİN GÜNCEL MEVZUAT VE YARGI KARARLARI İNCELEMESİDİR.

13.07.2021 TARİHİ İTİBARİYLE TRAFİK SİGORTASINDA ÖDENECEK BEDENSEL ZARARLARA İLİŞKİN GÜNCEL MEVZUAT VE YARGI KARARLARI İNCELEMESİDİR.

 

Öncelikle trafik sigortası ile ilgili mevzuat kronolojisi yapabilirsek:

1.       1 HAZİRAN 2015-ZMSSGŞ 14 Mayıs 2015 tarih ve 29355 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak 1 Haziran 2015 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2015/05/20150514-5.htm

2.       2 Şubat 2016 tarihinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında Değişiklik Yapılmasına Dair Genel Şartlar yayınlanmıştır.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/02/20160202-5.htm

3.       2 Ağustos 2016 tarihinde Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarında değişiklik yapılmasına dair Genel Şartlar yayınlanmıştır.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/08/20160802-20.htm

4.       25.04.2016 yürürlülük tarihli 14.04.2016 tarihli ve 6704 sayılı kanun trafik sigortasında bir çok değişiklik yürürlüğe girmiştir.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2016/04/20160426-11.htm

5.       20 Mart 2020 tarihli Bu Genel Şartlar 1/4/2020 tarihinde yürürlüğe giren KARAYOLLARI MOTORL ARAÇLAR ZORUNLU MALİ SORUMLULUK SİGORTASI GENEL ŞARTLARINDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR GENEL ŞARTLAR

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/03/20200320-3.htm

6.       Anayasa mahkemesi tarafından 2019-40 esas ve 2020-40 karar sayılı, 17.07.2020 karar tarihli ve 09.10.2020 Resmi gazetede yürürlülük tarihli kararına göre 6704 sayılı düzenlemeler kısmı iptal edilmiştir.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2020/10/20201009-17.pdf

7.       İCRA VE İFLÂS KANUNU İLE BAZI KANUNLARDA DEĞİŞİKLİK YAPILMASINA DAİR KANUN ile gelen 7327 kanun no, 09.06.2021 tarihli kanun 19 HAZİRAN 2021 tarihinde yürürlüğe girmiştir.

https://www.resmigazete.gov.tr/eskiler/2021/06/20210619-19.htm

Bunların dışında Danıştay iptal kararları, genelgeler ve diğer düzenlemeler de mevcuttur.

Görüleceği üzere trafik sigortasında bir çok hukuki düzenleme yapılmıştır. Bu nedenle sürekli değişen hukuki düzenlemeler, Anayasa Mahkemesi İptali doğrultusunda yargısal içtihatlarda da tutarlılık bulunmamaktadır. 19 Haziran 2021 tarihli kanun düzenlemesi bu tutarlılığı gelecek dönem için sağlayabilme gücü olup olmayacağını ilerleyen dönemlerde göreceğiz. Fakat herkesin merak ettiği hususlar 19 Haziran 2021 tarih öncesi dönem için nasıl hukuki durumun olacağı.

Bedensel hasarlarda, tazminat hesaplaması için kriterlerin standart hale gelmesi hem mağdurlar hem de sigorta şirketleri için önemlidir. Aksi halde uzayan süreçler, belirsizlikler tazminat ödemelerinde her iki taraf için uyuşmazlığın çözümünde zorluklara neden olmaktadır.

19 Haziran 2021 sonrası trafik sigortası bedeni zararlarda mağdurları, mağdur vekillerini, sigorta şirketlerini, sigorta şirketi vekillerini neler bekliyor?

Trafik sigortası bedensel tazminatların hesaplanmasında ;

1-Maluliyet,

2-Yaş,

3-Gelir Durumu,

4-Kusur,

5-Tazminat hesaplaması için kullanılacak yaşam tablosu ve teknik faiz hususu önem arz etmektedir.

 

Yaş üzerinden uyuşmazlık konusu yok denecek kadar azdır, kusur durumu nedeniyle uyuşmazlıklar çok değildir. Gelir durumu,, ülkemizde gelirin ücretli çalışanlar başta olmak üzere resmi kayıtlarla örtüşmemesi uyuşmazlıkları artırmaktadır. Maluliyet konusu en çok uyuşmazlığın yaşadığı, tazminat sürecinin uzamasına sebep olan başlıca etkendir. Bir diğer husus ise bir türlü standart sağlanmamış yaşam tablosu ve teknik faiz konusudur. Bu nedenle burada en çok uyuşmazlık yaşanan konuları güncel mevzuat ve kararlar doğrultusunda değerlendireceğiz.

1-Kaza sonucu maluliyet: Kaza sonucu maluliyet, kişinin kaza sonucu vücut bütünlüğünde oluşan yetersizlik, kısıtlılık, azalma durumudur. Maluliyet tazminat miktarını doğrudan etkileyen önemli bir değişkendir. Bu nedenle maluliyetin doğru tespit edilmesi tazminat miktarını hesaplamasında çok önemlidir. Maluliyetle ilgili bir çok maluliyet tablosu kullanılmaktadır. Ne yazık ki, bununla ilgili standartlar olmasına rağmen uygulamada bu standartları uygulayacak kurulların (Devlet Hastaneleri Sağlık Kurulu, Üniversite Hastaneleri Adli Tıp Kurulu, İstanbul Adli Tıp Kurumu İhtisas Dairesi) çelişki raporları nedeniyle standartlar uygulanmasında çelişkiler vardır. Maluliyet tablolarının kişisel yoruma çok açık olması, maluliyet oranlarının çelişkinin en önemli sebebidir. Bir devlet hastanesi raporu 20 olabilirken, İstanbul ATK raporu 4 olabilmektedir. Tazminat miktarı üzerinde % 500 fark olması nedeni tablolardaki standartların uygulanmasında objektiflik yerine sübjektifliğin rol oynamasıdır. Bu nedenle maluliyet ile ilgili daha net ve objektif kriterlerin olduğu tabloların kullanıma sokulması gerekmektedir. Bu durum tazminatların hem hızlı ödenmesine hem de mağduriyetleri gidermede fayda sağlayacaktır. Belirsizlik sigorta şirketleri için risk demektir, bu risk ve belirsizlik nedeniyle vatandaştan toplanan primler her geçen gün artmaktadır. Bir tarafta vatandaş yüksek prim öderken diğer tarafta mağdur olanlar tazminatlarını alma da bir çok problem ile karşı karşıya kalmaktadır. Sigorta şirketleri bu durum nedeniyle karlılığı düşmekte, trafik sigortasında uyuşmazlıklar artmaktadır.

Maluliyette güncel Yargıtay kararlarına göre kullanılan tablolar:

01.10.2008-01.09.2013 Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri

01.09.2013-01.06.2015 Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği

01.06.2015-20.02.2019 Özürlülük Ölçütü, Sınıflandırması ve Özürlülük Verilecek Yönetmelik.

20.02.2019- Erişkinlere ilişkin engellik yönetmeliği

20.02.2019-Çoçuksa-18 Yaş altı-çocuklar için özel gereksinim değerlendirilmesi hakkında yönetmelik

 

Yargıtay bu tabloları kaza tarihine göre kullanılması ilgili karar vermiştir. Yargıtay’ın Anayasa Mahkemesi kararına rağmen kişinin yaşının ve mesleğinin dikkate almayan tabloların kullanılmasından ısrarcı olmasını anlamak mümkün değildir. 19 Haziran 2021 tarihinde kanun düzenlemede maluliyet tespiti ile ilgili hükümler bulunmamaktadır. Maluliyet Tespit İşlemleri yönetmeliği maluliyet tespitinde kullanılması yeterliliği açısından mümkün değildir. Aşağıda bu durumu özetlemiş bulunmaktayız. Bu nedenle 01.09.2013-01.06.2015 tarihleri arasında Maluliyet Tespit İşlemleri Yönetmeliği yerine Çalışma Gücü ve Meslekte Kazanma Gücü Kaybı Oranı Tespit İşlemleri yönetmeliği kullanılması gerekmektedir.

 

Yargıtay’ın 17. Hukuk Dairesinin 17. Hukuk Dairesi         2017/128 E.  ,  2017/9362 K. 01.09.2013 tarihinden sonrada Maluliyet Tespiti İşlemleri Yönetmeliğine göre düzenlenecek kararının hukuki hiçbir dayanağı yoktur. Bu yönetmelik sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununa göre sigortalı sayılanlar ve bunların bakmakla yükümlü oldukları veya hak sahibi çocuklarının maluliyetinin tespitine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir. Çalışma gücünün en az %60’ının hangi hallerde kaybedildiğinin tespitine ilişkin yönetmelik olup tek başına maluliyet tespiti için yeterli kesinlikle değildir. % 60  maluliyet ve üzerinin hangi hallerde kaybedildiğine dair bir düzenlemedir.

 

Maluliyet tabloları, trafik sigortası bedeni hasar ödemelerinde uyuşmazlıkları çoğaltmaktadır. Raporlarda çelişkiler nedeniyle tahkim, dava uyuşmazlık sayısı artmaktadır. Bu nedenle kişisel yoruma açık tablolar yerine basit ve uygulanması kolay tablonun kullanılması gerekmektedir. Tazminat ödemelerinde maluliyeti 10 basamaklı bir sayı ile ifade edip maluliyetin 10 üzerinden derecesine göre ödeme yapmak hem süreci kısaltacaktır hem de tazminatı belirlemeyi kolaylaştıracaktır.

1.     Derece : 20.000

2.     Derece : 40.000

3.     Derece : 60.000

4.     Derece :80.000

5.     Derece : 100.000

6.     Derece : 150.000

7.     Derece : 200.000

8.     Derece : 300.000

9.     Derece : 350.000

10.  Derece :430.000 (Kaza tarihi teminatına göre)

 

Bu şekilde bir düzenleme ile hangi arazın hangi dereceye gireceği basit bir şekilde tespit edilebilir. Yüzde kalıcı iz : 3. Derece, Dalak olmaması: 4. Derece gibi. Tazminat sürecindeki belirsizlik çözüme kavuşacaktır. Aksi halde maluliyet ile ilgili uyuşmazlıklar artmaya devam edecektir. Bu derecelendirme olayı mağdurun zararın tespiti için uygun değildir. Zaten Erişkinliklere ilişkin yönetmelik göre (mağdurun yaşı ve mesleği önemi olmayan tablo kullanmakta) gerçek zararın tespiti için uygun değildir. Bu nedenle durum çok fazla değişmeyecektir. Derecelendirme olayının gelmesi maluliyetle ilgili tartışmaları en aza indirecektir.

3. Gelir Durumu :

Gelir müvekkilin tazminatında önemli bir değişkendir. Asgari ücret alan bir mağdur ile asgari ücretin 2 katı olan bir mağdur arasındaki tazminat farkı 2. Kat olacaktır. Bu nedenle gelirin doğru tespit edilmesi zararın tespitinde doğru sonuç verir. Bu nedenle sigorta genel şartlarında kişinin vergilendirilebilir gelirin dikkate alınmasına dair düzenleme yapılmıştı. Anayasa Mahkemesi kararı ile bu durum ortadan kalkmış gözükmekte. 19 Haziran 2021 tarihinde düzenlemede Zorunlu mali sorumluluk sigortası kapsamındaki tazminatlar bu Kanunda (…) öngörülen usul ve esaslara tabidir. Söz konusu tazminatlar ve manevi tazminata ilişkin olarak bu Kanunda (…) düzenlenmeyen hususlar hakkında 11/1/2011 tarihli ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun haksız fiillere ilişkin hükümleri uygulanır. Bu nedenle yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında emsal meslek araştırması yapılması ile tazminat hesaplanması gerekmektedir. Bu nedenle Anayasa Mahkemesi iptal kararının tüm uyuşmazlıklara uygulanması dikkate alınarak mağdurların emsal meslek araştırması ile tazminatı hesaplanmalıdır. Bu durumun tahkim yargılamasında yaratacağı sorunlar bulunmaktadır. Tahkimde sürenin kısıtlı olması tanık dinleme imkanı olmaması, emsal meslek için kurumlara yazıların geç gelmesi sebebiyle aktüerya süresini kısa olması gibi sorunlar olacaktır. Bu nedenle tahkim yargılamasında emsal meslek araştırması ile gelir durumu ispatı zordur. Kişilerin tahkim öncesi bir takım kurum ve kuruluşlardan alınan yazılarla emsal meslek kabul edilip tazminat hesaplanması sigorta şirketlerinin aleyhine bir durumda oluşabileceği gibi suiistimale açıktır. Bu nedenle tahkim yargılamasında kişinin resmi kurumlardan sgk ya da banka kayıtları olmadan emsal mesleğe göre tazminat hesaplanması yapılmamalıdır. Bu gibi iddia durumlarda tahkim yargılamadan el çekilerek bu durumun mahkeme tarafından çözümlenmesi gerektiğine karar verilmelidir. Mahkemeler tarafından tanık dinlenilmesi, emsal meslek araştırması, tuik gibi kurumlardan gelen yazılarla kişinin gerçek geliri hesaplanabilir. Bu nedenle emsal meslek ile ilgili iddiası olanların, vergilendirilen gelirden fazla geliri ispatları mahkemelerce değerlendirilmesi ve tür uyuşmazlıkların mahkemelerde çözülmesi doğru olacaktır. Gelir durumu ile ilgili Anayasa Mahkemesi kararı sonrası güncel bir içtihat ortaya çıkmamıştır. Vergilendirilebilir gelir uygulanması mı? Emsal meslek araştırması mi?

4-Kusur : Kusur ile ilgili tahkim yargılamasında keşif yapılması ve tanık dinlenilmesi sürenin kısıtlı olması nedeniyle ne yazık ki pek mümkün değildir. Bu nedenle kusur ile ilgili uyuşmazlıklarda keşif yapılması, tanık dinletilerek kusur durumun değişmesi gereken durumlarda tahkim yerine mahkemelerde uyuşmazlıkların çözümlenmesi en doğru tercih olacaktır. Trafik kazalarında kusur değişimi, ceza davasında mümkündür. Kaza tespit tutanağına göre yüzde yüz haklı olarak alınan bir ödeme sonrası ceza yargılamasında tamamen kusurlu hale gelebilmesi mümkündür. Bu nedenle sigorta şirketlerinin yapmış olduğu ödemelerin, sonra değişin kusura göre geri rücu edilmesi imkanı pek yoktur. Bu nedenle bunun mümkün olduğu bir altyapının kurulması herkes için daha hakkaniyetli bir durum olacaktır. Ceza yargılamasında kusur raporlarının malen sorumlu olan sigorta şirketlerine gönderilmesi mümkün olacak bir altyapı kurulabilir.

5-Tazminat hesaplaması için kullanılacak yaşam tablosu ve teknik faiz hususu önem arz etmektedir.

CSO 1980 Yaşam Tablosu % 3 varan teknik faiz,

PMF 1931 Yaşam Tablosu, Prograsif Rant Yöntemi.

TRH 2010 Yaşam Tablosu 1,8 Teknik Faiz,

 

En çok kullanılan yaşam tablosu bu şekildedir. 2015 öncesi sigorta şirketleri CSO 1980 yaşam tablosu ve % 3 varan teknik faiz kullanmaktaydı. Eksik ödeme nedeniyle PMF 1931 yaşam tablosu kullanılıp davalar açılmış ve sigorta şirketlere ek ödemeler yapmak zorunda kalmıştı. 1 Haziran 2015 Sonrası TRH 2010 ve 1,8 teknik faiz kullanılmaya başlanmıştır. Anayasa Mahkemesi iptal kararı sonrası tazminatların genel şartlara göre değil 2918 sayılı Kanun, Borçlar Kanunu ve yargısal içtihatlara göre ödenmesi gerekmiştir. Anayasa Mahkemesi iptal kararı öncesi 1,8 Teknik faizi dikkate alan Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, iptal kararı sonrası içtihatı değişterek, TRH 2010 Prograsif Rant yöntemine göre teknik faiz olmadan hesaplama yapılmasına karar vermiştir. 19 Haziran 2021 tarihli kanuni düzenlemeye göre yüzde 2’yi geçmemek üzere belirlenen iskonto oranı ile tazminat ödenmesi karar verilmiştir. Bu genel şartlarda uygulanan 1,8 teknik faizin uygulanmaya devam edeceği anlamına gelmektedir. Fakat, kanun düzenlemesinden sonra 1,8 teknik faiz değiştiği ile ilgili genel şartlar düzenlemesi yapılmamıştır. Genel şartların 19 Haziran 2021 sayılı kanun ve Anayasa Mahkemesi kararı gereği yeniden düzenlenmesi kesinlikle düzenlenmesi gerekir.

 

Şimdi hangi tablo kullanılacaktır;

19 Haziran 2021 sayılı düzenlemede % 2 aşmayan diye açıkça düzenlenmiştir. Daha önce genel şartlarda 1,8 teknik faiz kullanıldığı için artık uyuşmazlıklarda TRH 2010 VE 1,8 teknik faiz kullanılmalıdır. Fakat, kanun geçmişe yürütme imkanı hukuken yoktur. Bu nedenle ancak 19 haziran 2021 tarihi sonrası 1,8 teknik faiz kullanılmalıdır. Burada kaza tarihi mi poliçe tarihi mi önemli olacağı başka bir tartışma konusudur. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi, poliçe tarihi yerine kaza tarihlerini dikkate aldığından kaza tarihi 19 Haziran 2021 tarihi sonrası olan uyuşmazlıkta TRH 2010, 1,8 teknik faiz uygulanmalıdır. Önce olan uyuşmazlıklarda Yargıtay güncel içtihatları gereği TRH 2010, Prograsif Rant Yöntemine göre tazminat hesabı yapılmalıdır.

Fakat bununla ilgili güncel bir Yargıtay kararı olmadığından 1,8 teknik faiz 19 Haziran 2021 öncesi gidip gitmeyeceği tabi ki net değildir. Fakat, kanununun geçmişe yürümeyeceği kesindir.

 

Av. Arb. Mahmut ALTINEL

0 532 615 47 73 -0 212 234 52 20

mahmut@altinelhukuk.com

 

 

 

 

 

Yorumlar

Yorum Yap